Yine
yarım bıraktığım bi kitabın ardından bakıyorum. Hüzünle, garip bi alışmışlıkla…
Normalde asla başladığım bi kitabı filmi yarım bırakmam. Ama son bi senedir
hayatım daha da bi değişti. Artık normal olmadığımı biliyorum. Hayır belki de
normal olan budur da ben daha yeni farkına varıyorum. Ama kesin olan bi şey var
ki değiştiğim koca bi gerçek. Sanki daha yeni yeni eşcinsel olduğunu fark eden
bi genç gibiyim. Karmakarışık… Kabullenmekle inkar etmek arasında kalmış, ne
yapacağını bilmeyen bi genç gibi.
Yazmakla,
anlatmak arasında kalıyorum sık sık. Eskiden hep yazardım kimsesizliğimi
yazardım en çok da. Anlatmak isteyipte anlatamadıklarımı yazardım. Artık yazmıyorum
daha çok anlatıyorum. Bi sevgilim olduğu için bence her şeyimi ona anlatıyorum
çünkü. Şu an yazmamın sebebiyse ya yazmayı özlememdir ya da sevgilimin uyuyo
olmasıdır J
Sevgilim uyurken anlaşılan yazmalıyım.
Tekrar
geri dönersek bugün çok hüzünlüyüm, yüzüm gülüyo ama içeriden çok düşünceliyim.
Şu satırları yazarken bile zaman zaman durup düşüncelere dalıyorum. İçimde ki o
ağlama isteğini bastırıyorum. Sebepsiz hiç yoktan ağlamak istiyorum. Hüngür
hüngür bi köşede kimsenin haberi olmadan. Hıçkıra hıçkıra…
Şu hiç
başlayamadığım psikolojik romanlara başlamak istiyorum. Kendimden bi şeyler
bulup sürüklenip gitmek istiyorum. Umarsızca özgürce… Renkli hayatıma biraz
siyah biraz beyaz katmak istiyorum. Sonra yazmalarım çok olsun istiyorum. Bi
gün sevgilim bana neden bana hiç şiir yazmıyosun dedi. Halbuki bilmiyodu benim
yalnız olduğum zamanlar yazabildiğimi. Bende sen varsın diye yazamıyorum dedim.
Biraz düşündü anlam veremedi ondan soğuduğumu sandı. Oysa o varken ben çok
mutluyum. O varken yazmak bi hiç çünkü ona anlatıyorum zaten varımı yoğumu.
İçim kolayca rahatlıyo… Çünkü yalnız değilim, çünkü hayatımda o var. Sonra
konuşmamız devam etti. Sana şiir yazmamı istiyosan beni terketmen gerekir
diyorum. Kabul ediyor. Yalancıktan seni terkediyorum diyo. Hadi şiirimi yaz…
Yazıyorum. Kısacık bi şiir. Ne de olsa yalancıktan bi şiir. Sonra tekrar
sevgili oluyoruz, sanki ayrılmışız gibi J
Tekrar
özgürlüğüm aklıma geliyor. E az kaldı diyorum kendi kendime. Artık bu şehirden
kurtuluyorum diyorum. Üniversiteye başlıyorum, istediğim şehire gidiyorum,
özgürlüğüme… Babam eskiden çok moderndi çok da severdim ama şu iki sene içinde
bi şey oldu haddinden fazla gelenekçi oldu, haddinden fazla muhafazakar oldu.
Son iki senedir babam babam değil. Artık herşeye kızan bağıran bi adam. Sanki
artık geri kafalı. Şaşıp kalıyorum. Açıkçası sanırım artık eskisi kadar
sevmiyorum. Bu çok üzüyo beni. Eski babamı istiyorum… Bazen beni karşısına alıp
ahlaktan dem vuruyo. Akıl vermeye çalışıyo taktir ediyorum ama neden bu kadar
zamandan sonra bilmiyorum. Artık nerdeyse beş vakit namazında bi insan beni de
namaza çağırıyo hep ben kılmam diyorum, sonra tekrar o ahlak muhabbeti başlıyo.
Galiba son iki senede babam eşcinsel olduğumu hissetti ondan böyle davranıyor.
Bu kanıya da daha yeni vardım. Sonra arkamdan üniversite okuyacağım
şehre(izmire) gelmeyi düşünüyo benim daha çok rahat edeceğim için. Gelirse asla
onunla ailemle yaşamayacağımı zahmet etmemesini söylüyorum derin düşüncelere
dalıyo. Benimle ne yapacağını düşünüyo gibi. Belki doğulu yerine Güneydoğulu
olsaydık ve babam benden emin olsaydı öldürürdü diye düşünüyorum. Bu bugün
karşısına geçip ben eşcinselim diye itiraf edersem beni öldürme ihtimalini
azaltmıyor tabi. Ama artık emin değilim hiç bi şeyden hem de hiç bi şeyden…
Ağlamak istiyorum sadece ağlamak. Hıçkıra hıçkıra…