22 Şubat 2014 Cumartesi

Bir Erkeğe İlk Açılmam ve Sınıf Arkadaşımın Beni Anlama Çabası

      Huh bu defa geçen hafta açıldığım bir arkadaşımdan bahsedicem. Durum şu ki okulumdan sınıfımdan bi arkadaşım. Daha önce çok arkadaşıma açıldım ama ilk defa bi erkeğe açıldım. 
      Sene başında okula geldiğimden beri aynı sınıftayız ve hep aynı arkadaş grubu içerisindeyiz. (Muhteşem yedili gibi bi şeyiz, ne yaparsak yapalım hep birlikteyiz üç erkek dört kız olarak) (bi dakka yaaa böyle yedili filan bahsedince aklıma pis yedili geldi :( ıyyyy iğreniyorum şu an bizim gruptan) 
      Ehh sonuç olarak gruptan Fatih'e açılmaya karar verdim. Ama daha öncesinden tabiri caizse operasyona başlamıştım. Sene başından beri yalnız kaldığımızda buna gaylerden filan bahsediyorum şöyleler böyleler diyerekten, şöyle arkadaşlarım var böyle arkadaşlarım var diyerek çocuğu konunun içine bayağı çekmiştim. Özellikle gezi parkında eşcinsellerin konumu itibariyle bu konulara sıcaktı zaten. İşte bu konularla arkadaşımı bir güzel yoğurduktan sonra aldım bunu yanıma, yanımıza bi de kız arkadaşlarımızdan birini aldım. Kaptım götürdüm Alsancağa güzel bi mekan bulmak umuduyla dolaşırken oturduk Leman Kültüre. Biralar geldi falan filan derken bi baktım konu kendiliğinden açılmış gidiyo, ama arkadaşım şunun derdinde
"benim bilmediğim ama herkesin bildiği şey ne?" Ki hakikaten grupta beni bilmeyen iki kişiden biri. Tabi ben söylicem söylicem söyleyemiyorum. Üç buçuk atmak denen bi şey var yaa o haldeyim işte. En son aldım karşıma dedim ki böyle böyle. İlk başta ödüm koptu kabullenmedi filan inanmak istemedi. Ama nasıl kötü hissediyorum bu böyle yapınca. Ehh işte benim de biraz böyle küçüldüğümü görünce oturduğum yerde. Dönüp bana "bu muydu yani?" dedi. Böyle en son ona söylediğim için kısa süreli bi çakmadan küslük bile yaşadık hatta. Sonuca gelecek olursak şu ara benimle erkek muhabbeti bile yapabiliyo. Bende ki rahatlığı  bende ki özgürlüğü düşünün artık okulda :D 
sevgiliymisiz gibi yapacağımızı duyduğumda böyle
bakakldım o.O
      Geçen gelip bana sizin bu izmir de ki mekanlardan bahset dedi. Nasıl yerlermiş merak etmiş. Bende tuttum kolundan Alsancağa gittik. Ama tam barların tarafına gidicez bu vazgeçti bu korkuyo ya bana sarkarlarsa diye. Garibim yaa oyy oyy :D O değilde tip olarakta fena değil hani bakılacak tip mi  evet bakılacak tip AHAHHAH :D En son tam geri döncez "gidelim ama sarkan olursa sevgiliymişiz gibi yapalım" dedi bana bende ki çenenin şaşkınlıktan nasıl yere kadar indiğini görmeniz lazımdı. Eh bende tamam dedim. Girdik barlara çıktık filan derken en son bizim Defne cafe bara oturduk. Canlı müzik olduğunu görünce es geçmeyelim dedik iyi de yapmışız çok güzel bi gece geçirdik orda müzikti ortamdı filan derken. Ama herkes bizim çocuğu kesiyo :D Bizimkinin bir kıvranışları var görmeniz lazım. O gece bayağı güldüm :D Ehh işte sonra club dans filan derken eve dönmemiz sabahı buldu yani :D Bizim çocukla bakalım daha ne maceralar yaşıcaz. 

20 Şubat 2014 Perşembe

Ali ile Ramazan


       


      Ali ile Ramazan, Perihan Mağden'in en güzel eserlerinden biri. Evet fazla klişe bi kitap ama her türlü okunması gereken bi kitap. İnsanı löp diye içine almayan ama okurken ağlatmadan da bırakmayan bi kitap. Kitabın içeriğinden bahsetmicem okuyacaklar için spoiler olmasın :p Ama şunu bilmelisiniz ki Ali ile Ramazan'ın aşkını konu alan bu eser sizi yaa hiç etkilemicek ya da sizi derinden sarsacak. Zaten öyle çok kalın da bi kitap değil 100 küsür sayfa bi şey. Tek gecelik işi var yani. 
Valla oyuncularda taş haa eheheh :D
     Ali ile Ramazan'ın sahneleneceğinden haberim vardı ama İstanbul'da olduğundan gidemicektim ve daha en başından silmiştim aklımdan bunu. Geçenlerde bi arkadaşım oyunun İzmir'de de oynanacağını söyledi. Tabi ben dünyayı deviriyorum mutluluktan izleyebilcem diye. Tabi nerde ne zaman bilet fiyat filan falan derken hooop gün geldi çattı. Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Haftası olması sebebiyle de daha bi coşkulu coşkulu izlemeye gittik kankimle. Ehh izledikte. Ama hiç beklediğim gibi değildi oyun. Kitap gibi olmasada tiyatral anlamda oyun da fazlaca klişeydi. Kitapta olmayan bazı ayrıntılar ve karakterler katılmış ve günümüze uyarlanmaya çalışılmış gibi... Aslında o konuda biraz kafam karıştı. İşin içinde gezi parkı filan vardı. Artık günümüzden mi bahsediliyodu yoksa günümüzden geçmişe mi bakılıyodu orda biraz kafam karıştı. Ama hakkını da yememek lazım süper olmasa da güzeldi. İşin içinde emek var ne de olsa.


Ehh arkadaşımın bilgisayarından kaçamak bu kadar yazabildim. Kendinize iyi bakın kuzular :*

16 Şubat 2014 Pazar

ÇIKIŞ


      Çooook hem de çok uzun bir zamanın ardından "Meraba."
      O kadar fazla doldum ki yazmadığım süre zarfında o kadar biriktim ki bir yerden sonra taşıyamaz oldum ve rahatlamak için de tekrar buraya döndüm. Nefes alırken bile zorlanır oldum yaşadıklarımdan sonra. Hepsini olmasa da bi çoğunu anlatırım zamanla zaten (tabi düzenli bi şekilde yazmayı sürdürebilirsem. ) 
      Öncelikle sevgilimden ayrıldım. Hem de ne ayrılma tam kendisine yakışır bi şekilde hayatımdan çıkıp gitti. İşin kötü yanıysa ilk aşkımdı. Daha önce bi çok ilişkim olmasına rağmen bu farklıydı bilirsiniz işte o işleri. Yaklaşık bir buçuk yıl sürmüştü ilişkimiz son üç aysa tamamen kopuk. İlk çatırtılar bi gece yarısı onun telefonunu elime almamla başladı. Telefonun kilidini açar açmaz karşıma Hornet çıkmıştı. Tabi o an bendeki yıkılışı görmeniz lazım. Koç burcuyum, bi güveni kaybedince tam kaybediyorum herşeyi kaybediyorum. Şimdi keşke o gece onu affetmesem de bana tekrar güven vermesini istemeseydim diyorum. Salaklık işte salak aşık misali bırakmadım (bırakamadım belkide.) Bi daha asla güvenemeyeceğimi bildiğim halde devam ettim. Sonuç olarak hata bendeydi. Yapılması gerekeni bildiğim halde yapmadım ve onun yapmasına izin verdim. Eee tabi günü geldiğinde karşıma geçti ve hiç olmayacak bi şekilde hayatımdan çıkıp gitti. Şahsımca daha önce ya hiç ayrılma evresi konuşulacak kadar ciddi bi ilişkisi olmamış ya da hayatından çıkan herkes kendisinin ağzına sıçıp çıkmış kii o da benim ağzıma sıçıp hayatımdan çıkıp gitti. Bi akşam geldi ve ortada hiç bi şey yokken bağırıp çağırmaya hakaretler savurmaya başladı, lanet olasıca huyum sebebiyle de bende sesimi çıkartmadan dinledim. Onun gibi sertçe patlayabilirdim ama yapmadım çünkü herşey aşırı mantıksızdı o an. Kalkıp arkadaşının evine gitti. Ben de arayıp barışmaya çalıştım o gece tabi salak gibi çünkü ilişkimizin bittiğine dair kesin bi şey dememişti. Tabi ki de barışma gibi bi şey olmadı. O gece +Barnabas Anjelique cim saolsun çok destek oldu bana. Ağlayıp zırlamalarıma omuz olduğu için ne kadar teşekkür etsem azdır. Ertesi gün eski sevgilimle aramızda bi telefon konuşması geçti o zaman herşeyin farkına varabildim ancak. Herşey çoktan bitmişte benim haberim yokmuş. Ne diyeyim o an ne konuştuğumu bile hatırlamıyorum. Kabullendim bende başka  ne yapabilirim ki. Ama onca şey yerine beni karşısına alıp ayrılmak istediğini güzel bi dille anlatabilirdi, yapmadı. Bütün bunların yanında gitmesinden ziyade giderken dedikleri parçaladı beni. Sadece bahaneler vardı. Fazlaca bahaneler, gerçek bi sebep hiç yoktu.
       Şimdi tekrar arkaya dönüp bakmanın bi anlamı yok. Eğer biraz daha devam etseydi ben bitirirdim. Çünkü ilk defa birisine karşı kaybettiğim güvenin ne kadar güçlü bi etken olduğunu farkettim. Güven bitince herşey bitiyo.
       Daha detaylı da anlatabilirdim bu kadar kısa değildi yani her şey ama hayatımdan çıkmışta olsa insanlar üzerine pek fazla yazıp üstünden oyun oynuyormuşum hissine girmek istemiyorum ve ayrıca onlarında özellerine girmek istemem. 
       Ben bu kötü şeyleri yaşarken hep yanımda olup bana destek olan arkadaşlarım +Barnabas Anjelique  ve öğütleriyle eksik kalmayan +Gay Panda cığıma çok teşekkür ederim ...